-
1 selâm
приве́т (м) приве́т! салю́т (м)* * *приве́тствие, приве́тselâm almak — отвеча́ть на приве́тствие
selâm çakmak — отда́ть честь, козырну́ть
selâm[a] durmak — приве́тствовать сто́я (в знак уважения к старшим и т. п.)
selâm etmek — посыла́ть приве́т / до́брые пожела́ния
selâm olsun! — в знач.: "моё уваже́ние, до́брые пожела́ния"
selâm söylemek — передава́ть приве́т кому от кого
selâm vermek — а) приве́тствовать; б) мус. зака́нчивая нама́з, повора́чивать го́лову в пра́вую и ле́вую сто́роны
selâmı sabahı kesmek — переста́ть здоро́ваться, прекрати́ть знако́мство
-
2 selâm
а1) мир, поко́й2) до́брое пожела́ние, приве́тствие, приве́т, покло́нselâm almak — отвеча́ть на приве́тствие
-a, -dan selâm söylemek — передава́ть приве́т, кла́няться кому от кого
resmî selâm — воен. приве́тствие, отда́ние че́сти; салю́т
□
-a selâm(lar) etmek — приве́тствовать кого; передава́ть приве́т (покло́н); кла́няться кому◊
selâmı (sabahı) kesmek — переста́ть здоро́ваться, прекрати́ть знако́мство◊
selâm verip borçlu çıkmak — наде́лать себе́ хлопо́т, сказа́в что-л. -
3 tebliğ
См. также в других словарях:
selam etmek — uzakta olan birine bir kimse veya mektup aracılığıyla esenlik dilemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
selam — is., Ar. selām Bir kimseyle karşılaşıldığında, birinin yanına gidildiğinde veya yanından uzaklaşıldığında kendisine söz ve işaretle bir nezaket gösterisi yapma, esenleme, merhaba Birleşik Sözler selam otu selam sabah selamünaleyküm selamünkavlen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
temenna etmek — öne doğru eğildikten sonra doğrulurken eli başa götürerek selam vermek Karşımızda, yerle beraber temenna ediyor, akşam şerifleriniz hayır olsun, diye iki büklüm oluyor. S. M. Alus … Çağatay Osmanlı Sözlük
İSLÂM — (Selâm. dan) İtaat, inkıyad, bir şeye teslimiyet. Din. * Ist: Hz. Muhammed in (A.S.M.), Allah ın emriyle insanlara bildirdiği din. (İslâmlıkta, Allah a itaat etmek, Peygambere tâbi olmak ve din namına ne bildirilmişse, kalb ile dil ile tasdik ve… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
yer — is., gök b. 1) Dünya 2) Bir şeyin, bir kimsenin kapladığı veya kaplayabileceği boşluk, mahal, mekân İzinsiz bir yere gitmek ne haddime? M. Ş. Esendal 3) Gezinilen, ayakla basılan taban Ayıp bir şey gördü mü kulaklarına kadar kızarıyor, gözünü… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
esenlemek — i 1) Biriyle karşılaşıldığında, birinin yanına gidildiğinde veya yanından uzaklaşıldığında kendisine sözle veya işaretle bir nezaket gösterisi yapmak, selam vermek, selamlamak 2) Birine esenlik dileyerek ayrılmak, veda etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
merhaba — is., Ar. merḥabā 1) Selam Sıkı fıkı dostluklarını değil, şöyle uzaktan bile merhabalarını istemiyorum. M. Yesari 2) ünl. (me rhaba:) Geniş ve mamur yere geldiniz, rahat ediniz, günaydın, hoş geldiniz anlamlarında bir esenleşme veya selamlaşma… … Çağatay Osmanlı Sözlük
temenna — is., esk., Ar. temennā Öne doğru eğildikten sonra doğrulurken eli başa götürerek verilen selam Bir temenna ile salonda hazır bulunanları selamladı. H. R. Gürpınar Birleşik Sözler kandilli temenna yerden temenna Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller… … Çağatay Osmanlı Sözlük
veda — is., Ar. vidāˁ Ayrılırken birbirine selam ve esenlik dileme Zaten ayrılması sırasında elimi sıkışı, yüzüme bakışı, acelesi ve tuhaflığı bir vedaya benziyordu. R. H. Karay Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller veda etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş eğmek — 1) saygı göstermek için baş eğerek selamlamak Ulema, şeyhler, yerden selam verdiler, baş eğip el öptüler. R. E. Ünaydın 2) direnmekten vazgeçip buyruk altına girmek, inkıyat etmek Gittikçe yükselen başı Allah a kalkıyor / Asrın baş eğdi sandığı… … Çağatay Osmanlı Sözlük